12 Ağustos 2016 Cuma

GÜVENLİ MESAFE GÜVENLİ KULLANIM

Güvenli mesafe, güvenli kullanım. Bu günlerden sonra, en çok duyacağımız slogan. Çünkü her tarafımız WF cihaz sinyalleri, manyetik alanlar, sınırı aşan radyasyon oranları, tıbbi müdahale cihazları (hem hastaya hem doktora radyasyon zararı), yer yer yok olan ozon tabakasının tutamadığı güneş kaynaklı dalgalar, hayatımızı kolaylaştıran cep telefonları, yine son derece gerekli baz istasyonlar... Hepsi güvenli mesafe istiyor. Ateşten yanmak ile ısınmak arasındaki fark kadar bariz!
     Radyoaktif öğeler, vücuda alındıktan sonra dokulara yerleşerek, buralarda radyasyon yaymaya devam ediyor. Hepimizin radyasyonla içiçe yaşadığı malum. Maruz kaldığımız radyasyon çeşitleri ne kadar fazla ise, vücutta o  kadar çok zararlı serbest radikal oluşuyor.Ayrıca, doğal kaynaklı radyasyonun, maruz kalmada 3 te 2 oranında payı var. Güneş ve çevremizde radyasyon içeren kayalar örnektir. Ayrıca, radyoaktif maddelerin çıkarıldığı madenler ve çevresinde biriken radyoaktif kumlar, kullanıldığı santraller, santrallerin artığı olan nükleer çubuklar ve uranyum saçan soğutma suları... Bu nükleer unsurlar hava ve su yoluyla bütün dünyayı dolaşıyor. Hiç aklımızda olmayan başka bir kaynak ise uçak yolculukları. Uçakla yolculuğun, bir röntgen muayenesi kadar radyasyona maruz bırakıyor olması, önemli bir bilgi olarak geçiyor.Beden, maruz kaldığı radyofrekansları soğuruyor. Hücrelerimizdeki ısınmanın( cep telefonuyla konuşurken yaşadığımız gibi ) ve vücut sıcaklığında artmanın bundan dolayı olduğu ifade ediliyor. Cep telefonlarının, kulaklıkla konuşma mecburiyeti malum. Evlerimizin elektrikli eşyaları ve kabloları, manyetik alan oluşturarak, özellikle çalışma esnasında daha aşırı olmak üzere, bedenimiz üzerinde manyetik yük yaratıyor. Ihtiyaç fazlası kabloları devreden çıkarmak, cep veya telsiz telefonlarını evin oturma ve yatak odalarından uzak tutmak tedbirler olarak sayılıyor. Sonuçta, çalışan cihazdan uzaklaşıldıkça manyetik alanın azalıyor olduğunu bilmemiz, korunma için ilk adımdır. Teknolojiyi kurallarına göre kullanmak zorundayız. Güvenli uzaklık mesafesini koruyarak, ( ortalama 2 metre) maruz kalışı en aza indirmeliyiz. Teknoloji günümüzde bir lüks değil, ihtiyaç. Edindiğimiz cihazlar doğayı, çevremizi, yaşantımızı değiştiriyor, yeri geliyor bozuyor bile. Güneş, gezegen veya teknoloji kaynaklı olsun; manyetik alanları,radyasyonu, manyetik dalgaları, bedenimize, hücrelerimize etkilerini göz önüne almalıyız. Buna göre kullandığımız cihazın fayda zarar hesabını yapmalıyız. Yaşamımıza aldığımız teknoloji kadar doğala da önem vermeliyiz.
      HER ŞEY INSAN IÇIN...