11 Mart 2015 Çarşamba

METABOLIZMADAKI ZEHIR

Zararlı kimyasallar vücudumuzda yağ hücrelerinde saklanıyorlar. Hormonlarla direk ilişkili bu sistem kimyasallar yüzünden metabolizmaya zarar veriyor. Zaten hassas olan hormon dengemiz, yediklerimizdeki zirai artıklara, büyüme hormonlarına, antimikrobiyal karışımlara yeniliyor. Bedenimiz maruz kaldığı kimyasal maddelere, besinlerdeki ve atmosferdeki serbest radikallere karşı kendini sürekli bir arındırma savaşı veriyor. Sanmayın ki çevre kirliliği bizden uzakta, sadece sanayileşmiş bölgelerde. Penceresi sıkı sıkı kapalı klimalı evimizin mis kokulu mumlarında, oda parfümlerinde, tezgah temizlediğimiz (özel, süper etkili) spreyinde.... Genlerimizin var oluşundan beri bilmediği, bedenimizin ona karşı savunma ve bağışıklık geliştirmesi için birkaç yüz nesil geçmesi gereken sayısız yeni kimyasalla birlikte yaşıyoruz, yiyor, içiyor, soluyoruz. Örneklerden sadece biri olan DDT
Amerika' da 1970 yılından beri yasaklanmış, son derece dirençli,atmosferde çok yol katederek geniş alanlara yayılan, bünyede birikim yapan bir tarım ilacıdır. Aradan geçen bu kadar yıla rağmen Amerika' da hala DDT kalıntılarının bulunduğu belirtiliyor. Ülkemizde yeni yasaklanan DDT toprağa, suya, doğaya ne kadar karışmıştır, artık siz düşünün. Dünyada 1940 lardan sonra aşağı yukarı 80 bin çeşit kimyasal kullanıma açılmıştır. Bu rakam durumun vehametini ortaya koyuyor.
    Şanslı olanların metabolizması yavaşlamış ya da alerjiden muzdarip. Söylerken bile zorlanıyoruz, kanser vakaları hızla artıyor. Elimize ne alırsak ilk kelimemiz:"bu kanserojen olmasın"? Uzmanlar bilgilendirirken, hayatımıza çeki düzen vermemiz gerektiğini öğreniyoruz. Bana birşey olmaz aklı burada işe yaramıyor maalesef.
    
Aslında beden herzaman kendini dengelemeyi biliyor, bir şekilde yaşam devam ediyor. Yaşam tarzımızdaki en ufak bir iyileşme bize sağlık olarak dönüyor.
  Sağlığın ilk önce dengeli kilodan geçtiğini keşfettik. Ancak yağ depolarımızdaki zehirli kimyasalları unuttuk. Hele hele son zamanlarda rahat rahat et yiyenler hayvansal yağda da nice kimyasalın saklı olduğunu bilmez görünüyorlar, lütfen artık daha fazla rahat etmesinler.
      Zayıflayıp mutlu mutlu yağ yakarken kanımıza karışan, yağda saklı kalmış kimyasallar çok tehlikeli. En basitinden hormon dengemizi, dolayısıyla hayatımızı mahvediyor. Bir sonraki yazımda uzun uzun bundan bahsedeceğim. Birçok önerim olacak.

       HOŞÇAKALIN