30 Mart 2015 Pazartesi

FAYDALI BAKTERİLER İLE BARIŞMAK

 
 
DOĞAL ELMA ve ÜZÜM SIRKELERI
Her besin yaşam döngüsünde en yüksek fayda alınacak biçimde işlenir. Bol lifli, sindirimi bağırsaklardaki mikroorganizmalara bağlı olan besinler, insan için en zorlayıcı olanlardır. Faydalı bakteriden fakir bağırsaklarda lifli, çiğ birçok besinin sindirilmesi zor olur, vitamin eksikliği de yaşanır. Çünkü faydalı bakteriler vitamini de sentezler. Faydalı bakteriler direk veya dolaylı olarak şifa verirler.  
     Faydalı mikroorganizmalar bağırsakta yerleşerek mantarlara yaşam alanı bırakmaz ve bağışıklığımızı arttırırlar. Son yılların büyük problemi olan alerji sorununu da ortadan kaldırırlar. Ancak vücutta atom bombası görevi gören antibiyotikler, bütün faydalı ve vücut için koruyucu asker olan bakterileri de yok eder. Issız ve korumasız kalan vücutlarda mantarların cirit atmaya başlaması kaçınılmaz son olur. Bilindiği üzere mantar, faydalı bakteri gibi bitki fermente edip vitamin üretmek yerine şekerle beslenip zehir üretir. Bu karaciğerimize aşırı yük bindirir. Son yıllar endüstrileşmenin, hazır gıdaların, antibiyotiklerin bağırsaklarımızdaki faydalı mikroorganizmaları süpürdüğü yıllar oldu. Normal bir insanda, bağırsaklarında ortalama BİR KİLO FAYDALI MİKROORGANİZMA bulunur. Faydalı mikroorganizmalarla  barışmamız, hayatımızı ona göre şekillendirmemiz gerek. Faydalı bakteri kefir, turşu,sirke vb kaynaklardan alınabilir. En basit ve en uzun süre dayanan bir seçenek olan doğal sirkenin kullanımı da kolaydır. Ancak yapılışı sırasında dikkat edilmesi gerekir. Önemli ayrıntılar tarif içinde. Lütfen okuyun.

            DOĞAL SİRKE
     Sirke faydalı bakterileri bünyemize almamızın en kolay yollarından biridir. Öncelikle şunu bilelim: Doğal sirke; piyasada satılan sirkelerden koku ve tat olarak tamamen farklı, suya katılıp içildiğinde hoş limonata gibi bir içecek tadında, ferahlatıcı, mideye hazımda yardımcı, son derece faydalı bir sirkedir. Elinde maya olmadan sirke yapmak dikkat isteyen bir konudur. Yapılışı sırasında sirke bakterisinin oluşmasını beklerken çürüğümsü koku ve tatta olan bir şeyle karşılaşabiliriz.
      Elma, üzüm, kuru üzüm, armut, nar, şeftali gibi tatlı meyveleri kullanarak sirke (sadece kabukla veya bütünüyle) yapabiliriz.
     Öncelikle (karışık veya tek çeşit olabilir) meyvemizi ve cam kavanozu iyice yıkayalım. Kabukları veya dilimlenmiş meyveyi bekletmeden (kararmasın) kavanoza koyalım. Bir kilo meyve - iki litre su oranı kullanalım. Eğer doğal sirke varsa maya olarak bir tatlı kaşığı karışıma ekleyelim. Maya yoksa daha dikkatli olmak zorundayız. Bazı tariflerde mayalanmanın hızlanması için bir kaç nohut tanesi eklenmesi öneriliyor. Dikkat edilirse nohuda gerek kalmadan güzel mayalanmış sirke yapılabilir. Tadı da daha güzel olur.
       Kavanoz; sirkenin oksijen alması için kumaş veya tülle kapatılıp lastiklenmeli. Karanlıkta ve oda sıcaklığında, sık sık suyun üstüne çıkan meyveler geri bastırılarak kararması ve tadının bozulması önlenmeli. Meyvenin tatlılığına bağlı olarak kabarmalar olacaktır, altına taşmalara karşı bir kap konmalı ve kavanoz dört parmak eksik doldurulmalı. Taşma olursa ve hemen temizlenmezse, sinekleneceği unutulmamalı. Sıcaklığa bağlı olarak ortalama dört günde meyve kokusu hafif sirke kokusuna dönecektir. Bu arada meyvesine bağlı olarak rengi koyuya, kabuklar da açık renge döner. Ortam soğuksa, maya konmamışsa veya meyveler yeterince tatlı değilse bu süre bir hafta on güne çıkar. Kritik süre budur.
     Birçoğumuz sirke bakterisi üreyemeden, yerine zararlı bakteriler üreyen, tadı acayip bulanık sirkeleri görünce ya ‘gerçeği böyle herhalde’ deyip kabul ediyoruz ya da büsbütün bu işten vazgeçiyoruz. Püf noktası meyvenin havayla temasının kesilip suda kalmasının günlük kontrolüdür. Oksijen ihtiyacı için arada hafifçe karıştırılması sirkeleşmeyi hızlandırır. Meyve kokusu yok olup hafif keskin sirke kokusu oluşan karışım plastik süzgeçle süzülür. Meyvesi, suyu ziyan olmasın diye hafifçe sıkılabilir, bir miktar tortu da inecektir, zamanla dibe çöker. Ancak fazla sıkılırsa inecek aşırı meyve kalıntısı sirkenin çürümesine yol açar. Artık karar size ait. Süzülen sirke cam kavanoza konur, bir tutam kaya tuzu muhakkak eklenir. Kaya tuzu sirkenin bozulmamasını sağlar. Kavanoz aynı şekilde hep bezle lastik yardımıyla kapanmalı, sineklenmemesi için sızıntılara dikkat edilmeli. Sıcaklığa ve maya eklenmiş olmasına bağlı olarak süzüldükten en az iki hafta sonra sirke üzerinde sirke anası denilen bir tabaka oluşmaya başlar. Bu sirkenin şifalı olduğuna işaret eder. Sirke anası da yeni sirke yapılırken maya olarak kullanılabilir, atmayın. Sirke ne kadar çok beklerse, o kadar duru ve keskin tatta olur.
     Doğal sirke ile ilgili birçok yayında sirkenin uzun uzun faydaları sıralanıyor. Dikkat edilirse bütün faydalar sirkenin faydalı bakterilerine ve vücut için alkali oluşuna bağlandığı görülür. Sirkenin asitli yapısı temizleyicidir, vücut iç, dış temizliği, hatta ev temizliği bile yapılabilir. Alkali etki özelliği ise vücutta eklem, asit artıkların atılmasında etkilidir. Konuyu çok abartıp sirkeyi mucize sınıfına sokmak, metabolizma zincirinde uygun her noktaya oturtmak doğru değil. Bir sonraki yazımda bu döngüyü işleyeceğim.

HOŞÇAKALIN