3 Nisan 2015 Cuma

ASİT BÜNYE

Vücut açısından asitli yiyecekler şekerli, karbonhidratlı besinler ve siyah çay, kahve, koladır. Kanımız her zaman alkaliye yakın bir dengede kalmak için savunma yöntemleri geliştirmiştir. Bir çok besin asitli olabilir örneğin limon, zencefil, sirke gibi; ama vücudu alkali yapar. Asitli diye tarif edilen yiyecekler ise vücudumuza glikoz yükü getirir, kan asitlenir, alkali dengesine dönebilmek için birkaç dakika içinde kemiklerden kana kalsiyum ve magnezyum pompalanır. Örneğin bir bardak asitli içecek, kanda nötrleşmek için 32 bardak su ve kemiklerden gelecek kalsiyuma ihtiyaç duyar. Bu şekilde kandaki fazla asidi kemiklerden gelen o çok kıymetli minerallerle ( ve işte kemik erimesinin bir sebebi) bağlamış oluruz.
     Bedenimiz kanın alkali dengesini korumak ve asit artıklarını ortamdan uzaklaştırmak için eklemlere ve kaslara depolar. Bu mecburi yöntem kısa dönem için hayati önemi olan organları kurtarır. Ancak zamanla asit artıklarının iğne gibi batan yapısı yüzünden eklem ve kas ağrıları, iltihaplı durumlar baş gösterir.
      Yaşam tarzımızı değiştirmek için geç kalmış sayılmayız. Abartısız alkali beslenme, günlük hafif egzersiz, derin nefes çalışmaları, yeterli su içmek, aşırıya kaçmamak şartıyla bitki çayları... Nefes, vücudumuza bol oksijen sağlayarak asit artıklarını bağlar ve son derece etkilidir. Özellikle diyaframdan alınan, derin, alış, tutuş ve bırakış olmak üzere 4'er saniyelik yavaş burun nefesleri kastediliyor. Kanserli hücrelerin oksijensiz, asitli ve şekerli ortamda yaşayabilen değişime uğramış( öz be öz) hücrelerimiz olması nefesin ciddiyetini ortaya koyuyor.
      Alkali maddelere bağlamayı başardığımız asit artıklarını idrar, ter ve nefes yoluyla atarız. Yağlar alkali ortamda çözülür, asitli vücutlarda mecburen ( asit artıkları saklanır) yağlanma fazladır. Özellikle bel çevresinde birikim yapar. Aynı şekilde tiroidi yönlendiren iyot minerali de asitli ortamda iyi çalışamaz. Diğer taraftan, vücudumuzu ele geçiren mantarlar ancak asit ortamda yaşar, bağırsaklarımızda zehirli artıklar üretip alerji, karaciğer problemleri yaratırlar. Cilt ise kolajen dokusunun esnekliğini şeker yüzünden kaybeder. Şekerin asitlenme sebebi olduğunu tekrar etmeme lüzum yok sanırım. Spor esnasında olan kas kramplarının da sebebi, oluşan asit artıklarını atmak için kaslardan magnezyum çekilmesidir... Listeyi istediğiniz kadar uzatabilirsiniz. Bu konuya dikkatinizi çekmek istiyorum. Şimdiye kadar verdiğim her sebep sonuç birbirine bağlıydı, değil mi? Sanki bitmez tükenmez bir dairede dönüyoruz, neyi tutsak, diğeri beraber geliyor.
     Şimdiye kadar hangi araştırmayı incelerseniz bir bitki için veya bir diyet için olsun, bitmez tükenmez faydalar, vücut işleyişinde önem, vazgeçilmez, tek gerçek seçenek gibi imaj yaratıldığını göreceksiniz. Alkali diyet abartıları, alkali damlaları ( hazım problemleri yaptığı ifade ediliyor) için de aynı şey geçerli. Eğer başka kaynaklara bakarsanız faydalı sonuçlar listesinin uzayıp gittiğini görürsünüz.
      Neden? Çünkü vücut bir bütün ve hangi noktadan başlarsanız diğer konuların şifalandığını görürsüz. Yani ortada bu kadar abartılacak bir şey yok. Yeter ki vücudun dilinden anlayın ve doğal yaşamı hayatınıza alın. Her attığınız adım bir öncekinden daha kolay olacak, inanın. Popüler diyetleri denediniz, biliyorum. Sürekli, etkili, bünye ve ruh dostu, her yerde, kolaylıkla uygulanan seçenekler değiller. Yeri geldi zaten hassas olan midenizi iyice hazmedemez hale getirdiniz. Sonra malum zincirin halkalarını takip ettiniz: yavaş hazım, yavaş safra, yavaş bağırsak, yine yavaş safra, artık doğru düzgün hazmetmeyen mide... Kabızlık, sürekli şişlik, gaz olayları, daha ilerisi safra taşları... İşte çark böyle işliyor. Sadece sindirim değil, daha farklı mekanizmalarda da durum aynı. Lütfen yaşamınızda tekrarları arayın, genelde fark edilmez oluyorlar. Gün içinde o kadar sık gerçekleşiyorlar ki ( damlayan suyun kovayı doldurması gibi) fark edilmeden sonucu değiştiriyorlar. Mesela çaya attığımız şeker ne de küçük değil mi? Ama zamanla kiloyu etkileyecek kaloriyi aldırır veya hızlı yemek yemek zaman içinde iyi çiğnenmediği için muhakkak hazım problemleri yapar.
     Sonuç olarak, sağlıklı yaşama attığımız ilk adım en büyük adımdır. Diğer şeyler çorap söküğü gibi peşi sıra gelir. Lütfen daha önce işlediğim faydalı bakterilerle barışma konusunu inceleyin. İyi bir başlangıç olduğunu göreceksiniz.

      HOŞÇAKALIN